NEDEN KİTAP OKUMUYORUZ ?
Bu makale benim için oldukça zor bir yolculuğa davet ya da hangi ağaca ait olduğunu bilmediğim bir tohumu ekmek gibi olmuştu başlarken. Fikir sahibinden dökülüp bana geldiğinde aklımda kocaman bir soru işareti, yüzümde anlamsız bir gülümseme oluşmuştur eminim.
Acaba neden kitap okumuyoruz? Ben de bunu okumayan ya da neden okunmadığı hakkında fikri olan arkadaşlarıma sordum. Yani bana fikir leri dillendirmek kaldı. Sahiplerine arz olunur… Kitap okumak; okuyanlar için yeni dünyalar, sonsuz denizlerdir hiç tükenmeyen; diğer sayfanın merakıyla insanı uyutmayan...
Peki ya okumayanlar? Cevaplar o kadar çok ki! En üst sırayı zamansızlık aldı. Zaman bir problem mi, bence bir de ATATÜRK'e, MARCUS AURELİUS'a ya da FATİH SULTAN MEHMET'e sormak gerekir. Bunlar başarı ve kişisel gelişimi bir arada yaşayan liderlerdir. Günümüzde dünyanın çalışma temposu en yoğun ülkelerinden biri olan Japonya'da kişi başına düşen yıllık okuma oranı 28 kitaptır. Evet sorun zamansızlık değil; bu bir sebep değil bir bahanedir. Hem de bahanelerin şahıdır.
NEDEN KİTAP OKUMUYORUZ ?
Güzel bir neden daha: parasızlık... Günümüzde bir sinema parasına kitap rahatlıkla alınabilir; (gitmiyoruz dediler!) 2 paket sigaraya da…Bizde neden bitmez: teknoloji! Tarihin en büyük icatlarından biri olan teknoloji kitap okumaya engel kabul edildi. Bilgiye kolayca erişmek bizi tembel yaptı. Artık doğruluğundan şüphe edinilen bilgiler bile genelgeçer hale geldi. Bir avuç bilgiyle yetinebilir olduk sanki. Belki de bu hiçbir zaman bir engel olmadı. Bu kadar bahane yeter diye düşünüyorum. Hiç bitmeyeceğinin farkındayız…
Asıl sorun hiçbir zaman dışarıda olmadı oysa… Sorunumuz zihinsel tembellik. Kişiliğimize hükmetmeyi öğrenemezsek hep hükmedilen taraf oluruz. Bunu da Hint Felsefesi'ndeki Kamamanas'la açıklayabiliriz. İçimizdeki Arjuna'ya oku atması için yardım etmeliyiz. Hayat kişiliğimizin elinde olursa o bahaneler yaratır; bize de inanmak kalır. Önemli olan içimizde ilerleyebilmekdir. Bunun için önce patikamızı kendimiz yapmalıyız. Ancak böyle sonsuz öze doğru yolculuğumuzu başlatabiliriz.
Kitap okumak, aktif kişi olmada evrimi hızlandırır. Tarihte insanlığa ve evrene hizmet için yazılan tecrübelerden neden uzak tutalım kendimizi. Günümüzde okumak için ömrümüzün yetmeyeceği kadar, sayısız kitap varken neden kendimizi bu nimetlerden mahrum bırakalım ki?
Sonuç olarak; kitaplar bize bahşedilen, içine sonsuzluğun sığdırılıp somutlaştırıldığı yükte hafif bilgide ağır nesnelerdir. Bu yazı ise bir eleştiri, bir yergi değil; değişimin zillerini çalan bir çocuk gibidir. O kapıyı açmaksa yazıyı okuyanlara kalır. Değişimden korkmayan, ‘Ben buyum!'dan kurtulmayı amaçlayan herkese...
Seda ÖZTÜRK