BABİL KULESİ MAKALELER

DÜNYANIN MERKEZİNE YOLCULUK: DELFİ

         Yunanistan'a gidip de Delfi'ye uğramadan geçmek olmaz! Delfi dünya kültür mirası olan, şu an hala modern ve antik kısmı bulunan, şekil olarak küçük, anlam olarak zengin bir yer.

       Atina'dan özel aracımızla iki saatte şehre ulaşıyoruz. Yol yavaş yavaş yükselerek sürüyor ve en sonunda gökyüzü ile yarışan yükseklikte dağların arasında buluyoruz kendimizi.

Gök ile yerin en yakın olduğu noktalar olan yüksek tepeler, tanrılara yakın olan yerler olarak sembolize edilirken; tanrılara en yakın yer diye düşündürecek kadar yüksek dağlar. Parnassos Dağları'nda yükseldikçe, etekleri zeytin ağaçları ile kaplı, yer yer deniz mavisi boncuklar ile kaplı bir coğrafyaya sahip. Yükseldikçe Apollon'a adanmış olan tapınağa yaklaşıyoruz. Zeytin kaplı eteklerin sahibi Athena Tapınağı da aşağılarda kalıyor.
Önce hamamlarda arınıp en temiz ve saf halimize geçtik ve ardından agoraya doğru ilerliyoruz.

Bilgelik tanrısına adanmış olan mabet, bir bilgelik yolcusu gibi yalnız. Sütunlar, etrafında kuraklığa meydan okuyan selviler ile kaplı. Apollon Tapınağı'na kıvrıla kıvrıla çıkarken Athena'ya adanmış, zafer anıtını görüyoruz. Yanında evrenin merkezini sembolize eden Omphalos Taşı (Kosmos ve evrenin düzenini simgeler.)...

Parnassos, ilham perilerinin yaşadığı dağ olarak bilinir. Bu gezide her dönemeçte yeni bir ilham perisi ile yürüdük sanki. İlham perilerinin bilgelik mabedindeki dağda yaşaması çok anlamlı geldi. Her dönemeç, her yükseklik ve her zorluğun; bilgelik ve ilhamla dolu olması da... Bu yazıyı yazmaya orada karar verdim ve başlık olarak “Parnassos'ta İlham Yağmuru” koyarız diye düşündüm. Ya peki bu kadar ilham neye ve nereye odaklıyordu, nereye ve neden götürüyordu beni? Cevap çok basitti: Omphalos, evrenin göbeği, bilgelikle besleyen ve büyüten merkez. Merkezle kehanet merkezi yan yana.

Apollon, Zeus ve Leto'nun oğludur.  Aydınlık ve güneştir. Doğduktan sonra bastığı yerler yeşerir Delos Adası cennete döner. Delfi'de doğar.  Doğar doğmaz lir çalar. Kâhin olur ve öğrendiği tanrısal sırları aktarır. 

Apollon gelecekten haber verir, kâhindir. Apollon'un merkezi en güneşli noktada bulunuyor. Burada çekilen fotoğraflar ilginç bir şekilde çok aydınlık. Burada dört yılda bir şenlikler düzenleniyor. Herkes buraya hediye ile geliyor ve devlet işleri için mutlaka buraya danışılıyormuş. Delfi, Apollon'un sanatına yaraşır 4000'e yakın heykele sahipken Neron'un 500 tanesini kaldırdığı söylenmektedir.

Bu kehanet merkezine danışmaya gelen iki önemli kişinin ismi tarihte sıkça zikredilmektedir.  

Birincisi filozof Sokrates buraya danışmaya gelmiştir. Sorusu ise “En bilge kimdir?” idi. Aldığı cevap onun için büyük bir kriz olacaktır. “Euripides bilgedir, Sophokles bilgedir, ama en bilge kişi: Sokrates!”.

 Kriz kelimesinin diğer anlamının fırsat olduğunu da hatırlarsak cevap daha da anlamlı oluyor.
İkincisi Sparta Kralı Leonidas'ın danışmasıdır. Sparta krallarının Herakles soyundan geldikleri düşünülüyor.

Pers istilasına karşı danışır ve kâhinler der ki: “Eğer Herakles soyundan ölen olursa Atinalilar kazanacak!”
Leonidas, Perslilere karşı ölmeye gidiyor. Ölünceye kadar savaşmaya gidiyor. Leonidas, yanındaki askerlere bunu açıklıyor; geri dönmek isteyenlere izin veriyor, kendisiyle kalanlarla da ölüme kadar savaşacağını söylüyor. 300 tane adamı onunla kalıyor. Üç gün boyunca bir geçitten geçirtmeyen bu askerler tarihteki en şanlı, en cesur mücadelenin kahramanları oluyorlar. Bu süre zarfında Atina'ya haber gidiyor ve Atina şehri boşaltılıyor. Geriye çekilip orduları toparlabiliyor. Perslerin erzakları tükeniyor. Atina da boşaltıldığı için yüz binlerce Persli ölüyor. Tekrar geri çekilmek zorunda kalıyorlar. 

Peki, neden buradaki kehanetler bu kadar önemli sayıldı?
Apollon tapınağında rahipler ve Pythia isimli rahibeler bulunmaktadır. Pythialar dinsel töreni yöneten kadın kâhinlerdir. Sadece Pythiaların bulunduğu bodrum katında esrime durumuna geçiş sonrası olması gereken şeyleri gördükleri ve oradan çıkıp rahiplere söyledikleri, rahiplerin de ilgili kişilere kehanetleri ifade ettikleri söylenmektedir. Pythiaların girdiği yere rahiplerin girmesi yasak olduğu ifade edilmektedir.
Kuş sesleri rüzgârın uğultusu vb. bunların her biri Pythia'lara konuşur ve esin kaynağıdır. Sorunun cevaplarını yansıtır.  Bütün kehanetler mecazi olarak anlatılır. İnsanın bilgelik yönündeki evrimine uygun bir şekilde adeta, insanın iç değerlerini geliştirmeye çalışan bir hükümet gibi, Delfi dünyayı yöneten bir merkez olmuştur.

Bu kehanet merkezleri tarih içinde üç yerde bulunmuştur: Klaros, Didim ve Delfi. 

Danışmak için gelen krallar bilgi karşılığında büyük bağışlar yaparlar. Bu bağışlar ile tapınağın alt kısımlarında hazine odası yapılmıştır.

Gemilerle ve biyolojik güçle herkesin geldiği bu merkeze M.Ö. 479 yılında Yunan Pers savaşları sonrasında Yunan Ateşi Delfi'ye geldi. Eski tanrılar ve yeni tanrılar birleşti. M.Ö. 700 yıllarında Anadolu'ya kadar ünü yayıldı.  M.Ö. 4.yy'da yıkıldı ve deprem sonrası tekrar inşaa edildi.

“Başkasını yenen güçlü kendisini yenen kahramandır.” diyerek kehanet merkezinden yukarılara doğru çıktıkça, narlar bademler vb. birçok yemiş ağacı var. Yükseldikçe bitki örtüsü basitleşmesi gerekirken zenginleşmesi çok etkileyiciydi. Dut ağaçlarının diriliği; meyvelerinin tadı, kokusu ve kan kırmızı rengi ile hücrelerimiz birleşti.  

Tiyatronun çok yükseklerinde stadyuma varıyoruz. Delfi oyunları oynanan bu mekânın,  olimpik oyunların ikiz kardeşi olduğu bilinmektedir. Sanat, kültür ve bilim buradaki ana noktadır. Dünya insanlarını birleştirmeyi amaçlar. Sanat, birleştiricidir. Sanat, bilim, kültür her biri Apollon'un unsurlarıdır. Temel değerleri kuvvetlendirir. Birlik ve beraberliğe yol açar.  Birleştikçe gerçek olur, rekabet ise Delfi'nin girişindeki hamamda arındırılmaktadır. Hala dünyada sanat ve kültür ile birleştirme konusunda etkindir.       
 

Delfi yanı başında müzesi mutlaka ziyaret edilmeli. Omphalos buradadır. Dünyada eşi benzeri olmayan sütunlar burada bulunmaktadır.  
Delfi şu an mütevazı bir kasaba. Epikuros Kafe'de güzel bir ev şarabı ve ballı yoğurt ile dünyanın merkezine yolculuğumuz sabitlendi. Delfi “Kendini Tanı” sözü ile bilinmektedir. Yukarıya gittikçe fazlalıkları aşağıda bıraktık. Yukarıda sadece ruhsal olan kaldı.

Delfi yüksekte bir şehir! Yükseğe çıkmak demek, bedel ödemektir. Fazlalıklarını aşağıda bırakmak, vazgeçmektir. Her şeyin bedeli vardır, bilgeliğin bedeli yüksek(te)dir.

 Semra ŞEN